Loading...
en

Deniz Ergezen Profile

Deniz Ergezen
Male 49 years old

Music

Profile Details

Profile Snippets

NewsFeed

  • victoria basulto
    [email protected]
    Inbox me in my mail so that i will reply you with my pictures and tell you all about me
  • Deniz Ergezen
    Deniz Ergezen liked that Ashley smith joined our site
    Jun 6, 8:55
    2 1
    Deniz Ergezen likes this
    Thelma
    Jun 6, 12:37
    hello
    hagagafagaa
    Jun 23, 14:15
    My name is Lucy. I'm looking for a good relationship with you., please contact me here, reply me through my private mail box ( [email protected]
    You need to sign in to comment
  • Deniz Ergezen
    Ashley smith
    Jun 5, 12:56
    Hello,,am milian smith
    kulme star
    Jun 6, 19:32
    Nice
    ROBERTSON MIGUEL
    Aug 23, 9:28
    MMM
    You need to sign in to comment
  • Deniz Ergezen
    Deniz Ergezen commented on their photo
    Jun 3, 6:25
    5 4
    4 members like this
    Roxanne Mati
    May 26, 0:07
    Hey man looking good
    Deniz Ergezen
    Jun 3, 6:25
    Thanks
    sisaydavid
    Jul 5, 8:59
    Hello Ladies
    Farhad IRANI
    Sep 15, 5:31
    عالی
    Onur Türk
    Nov 20, 15:30
    Nice car.
    You need to sign in to comment
  • Deniz Ergezen
    Deniz Ergezen liked Josie Fox's photo
    Happy weekend
    Marimuthu
    May 28, 4:24
    Hi
    Uche morgan
    Jun 1, 4:48
    Hey beautiful angel my name is Morgan I really and I am here to fine a true love, can we be friends if you don't mind
    You need to sign in to comment
  • Deniz Ergezen
    MUSTAFA KEMAL’İN ASKERİ TOPKAPILI CAMBAZ MEHMET



    ———————————————————————————

    Topkapı’daki üç sınıflı mahalle mektebinden haylazlığı yüzünden ayrılan Cambaz Mehmet, Topkapı’nın tulumba takımında gösterdiği başarıları, deli yüreği ve gözü karalığıyla çevrenin sayılı külhanbeyleri arasında hızla sivrilir. Kısa sürede namı bütün İstanbul’a yayılır. İstanbul’un ünlü kabadayıları kendilerine bağlılıklarını bildirir..
    ***
    Topkapılı Cambaz Mehmet Çanakkale Savaşlarında sıradan bir erdir. Gösterdiği kahramanlıklardan dolayı er Topkapılı’ya onbaşı şeridini Albay Mustafa Kemâl verir. “Göreyim seni Topkapılı” diyerek. Topkapılı’nın kahramanlıkları sürer. Çavuş şeritlerini Topkapılı’ya uzatırken de Albay Mustafa Kemâl yine “Göreyim seni Topkapılı” diyerek cesaretlendirir.
    ***
    Çanakkale’de dökülen kanlara rağmen Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik çıkmış ve 30 Ekim 1918 Mondros Ateşkes Anlaşması ile silahları bırakıp düşmana teslim olmuştur.

    Anafartalar kahramanı Mustafa Kemâl Paşa da, Topkapılı Cambaz Mehmet de artık işgal altındaki İstanbul’dadırlar. Mustafa Kemâl Paşa, üç kez Padişah Vahdettin ile, birçok kez de Osmanlı hükûmetinin Başbakanı Damat Ferit Pasa ve kabine üyeleriyle konuşmuş, vatanı düşman elinden kurtaracak önerilerde bulunmuş ama sonuç alamamıştır. Şişli’deki evinde en yakın arkadaşlarıyla sık sık gizli toplantılar yapan Mustafa Kemâl Paşa, Anadolu’ya geçip, Kurtuluş Savaşı’nı orada başlatmanın yollarını aramaktadır.
    Mustafa Kemal bu gözü pek, yiğit insanın yeteneklerini Çanakkale’deyken keşfeder. Kafasında, Anadolu’da bir “Milli Hükümet” oluşturma fikri kesinleşen Mustafa Kemal, Anadolu’ya geçmeden kısa süre önce Cambaz Mehmet’i çağırır ve emirlerini bildirir. Sonra omuzlarını sıvazlar ve “Göreyim seni Cambaz Mehmet Bey” der.
    13 Kasım 1918 günü itilaf devletlerinin savaş gemilerinin İstanbul limanına geldiği haberi alınmıştır. Cambaz Mehmet “Arkadaşlar bu millet asla uşak olamaz” diye söze başlar. Mustafa Kemal’in emirlerini arkadaşlarına da anlatır. “Önce İstanbul’da örgütleneceğiz sonra depo ettiğimiz silah ve cephaneleri Anadolu’ya kaçıracağız. Bunun yanında Kurtuluş mücadelesine katılacak cesur Türk gençlerini Anadolu’ya kaçıracağız.”

    Şeytana külahını ters giydirecek kadar zeki, tazı gibi koşan, silah atmada, bıçak sallamada rakibi bulunmayan, zalimlere karşı gaddar, ezilenlere karşı ise merhametli biri olarak tanınan Topkapılı Cambaz Mehmet ise, İstanbul’da kurulmuş MM Grubu adlı gizli örgütün başıdır.
    Adı, Milli Müdafaa sözcüklerinin baş harflerinden (MM=Mim Mim) oluşan bu gizli örgütte yüzbaşılar, binbaşılar, albaylar, doktorlar bulunmakta, ama başkanlığını ise askerlikte aldığı en büyük rütbe çavuş olan Topkapılı Cambaz Mehmet yapmaktadır!.. Nedeni çok şaşırtıcıdır: Topkapılı’nın İstanbul’da binlerce silahlı adamı vardır. Bunlar, vatanın kurtuluşu söz konusu olmadan önce birer it, kopuk, hırsız ve haraççıydılar.
    Ancak, Topkapılı Mehmet’e, Şişli’deki evinde Mustafa Kemâl Paşa ile görüştükten sonra, bu binlerce adam, vatan için ölmeye ant içmiş birer kelle koltukta savaşçı olmuşlardır. Şişli’deki görüşmede Mustafa Kemâl Paşa, “Mehmet, Çanakkale’de nasıl kazandıksa yine öyle kazanacağız. Hele sizin gibi kahraman Türk çocukları oldukça, ordularımızın yenilmesi imkânsızdır!” demiş ve bu sözler Topkapılı’ya yetmişti.
    Mustafa Kemâl onu, “Göreyim seni Cambaz Mehmet Bey!” sözleri ile uğurlamıştı.

    Mustafa Kemâl Paşa’nın koruma işini bizzat üzerine alan Topkapılı 5.000 silahlı adamıyla Şişli çevresinde gerekli önlemleri alır.
    ***
    15 Mayıs 1919 günü, İstanbul Galata Rıhtımı’nda olağanüstü bir kalabalık vardı. Seyyar satıcılardan, ayakkabı boyacılarından, polislerden, jandarmalardan ve hamallardan geçilmiyordu.
    Bunlar, gizli örgüt MM Grubu’nun tepeden tırnağa silahlı adamlarıydı. Görevleri, Mustafa Kemâl Paşa ile 19 kişilik maiyetinin Bandırma Vapuru’na sağ salim binmesini sağlamaktı.
    Operasyonu rıhtımda yöneten Topkapılı Cambaz Mehmet, iyi yüzme bilen, iyi silah kullanan 50 İnebolulu fedai genci de Bandırma Vapuru’nun içine yerleştirmiş, bunlara gerekli talimatı vermiş ve Samsun’a kadar sürecek yolculuğun tüm güvenlik önlemlerini almıştı.

    Daha Mustafa Kemâl’in Samsun’a vardığı 19 Mayıs günü, İngiliz Karadeniz Orduları Kumandanı General Milne, Türk Harbiye Nezareti’ne gönderdiği notada Mustafa Kemâl ve yanındakilerin Samsun’a gönderilmesinin nedenini sorar. Yani, Mustafa Kemâl Paşa’nın Samsun’a çıktığı gün İngilizler bu işten kuşkulanmaya başlamışlardır

    Mustafa Kemâl Pasa, Samsun’a çıktıktan sonra Ulusal Güçleri örgütleme çalışmalarına başlarken, Topkapılı Cambaz Mehmet de İstanbul’da tarihe geçecek kahramanlıklar yaratır. İngiliz Gizli Servisi’nin en tehlikeli ajanı Papaz Fru’nun güvenini sağlayarak bu teşkilâtın içine sızar ve çok yararlı istihbarat bilgilerini elde ederek Mustafa Kemâl Paşa’ya ulaştırır. Osmanlı ordusu dağıldıktan sonra el konulan ve cephanenin büyük çoğunluğunun depolandığı Maçka Kışlası’nı soyar ve tüm silah ve cephaneleri Anadolu’ya, Mustafa Kemal Paşa’ya ulaştırır.

    M.M.Grubu’nun toplantısında; İngiliz işgal kuvvetlerine gözdağı vermek ve dünya kamuoyuna Anadolu Hükümeti’nin gücünü göstermek için bir eylem yapma karara alınmıştı.

    En uygunu da; İngiliz İşgal Kuvvetleri Komutanı General Harrington’nun makam arabasını kaçırıp, Mustafa Kemal Paşa’ya hediye etmekti. Böylece, İngilizler tüm dünyaya alay konusu olacaklardı!

    Bu görevi Topkapılı kabadayı Cambaz Mehmet üstlendi.Bu iş kalabalık bir baskınla olmazdı.Otomobili kullanmak için Kadıköylü Murat hazırdı ama dikkat çekmeyecek bir keşif elemanı gerekliydi. Sürekli “Bende Mustafa Kemal’in askeri olmak istiyorum” diye görev isteyen 7 yaşındaki oğlu Ali bu iş için uygundu.



    (Topkapılı Cambaz Mehmet ve oğlu Ali bey. Torun Cemal Balkantaş arşivi)

    Tepebaşı’na vardıklarında, küçük Ali’nin yüreği göğsünden fırlayacak gibiydi.Babasının uzaktan gösterdiği binanın önüne gidip, bir süre oyalanıp döndüğünde iki kişiden ibaret olan baskıncılara üç silahlı nöbetçi olduğunu bildirdi. Cambaz Mehmet Ali’nin orada bekleyip bir terslik olduğunda uzaklaşmasını söyleyerek Kadıköylü Murat ile İşgal Kuvvetleri Komutanlığı binasına ilerledi.

    Bu sırada içeride; General Harrington, Yüzbaşı Bennet ve Pandikyan Efendi ertesi gün “İstanbul serserilerine karşı yapılacak yıldırım baskınları” görüşüyorlardı.

    Küçük Ali sindiği köşeden; karanlıkta babasının ve arkadaşının göz açıp kapayıncaya kadar İngiliz nöbetçileri öldürmesini izledi. Kadıköylü Murat arabanın direksiyonuna geçmiş, bir iki zorlamadan sonra çalıştırmayı başarmıştı. Babasının koş Ali atla çağrısıyla otomobile binen Ali ile birlikte Beyoğlu’nun arka sokaklarında kayboldular.

    Ve böylece İstanbul’u işgal etmiş olan İngiliz Kuvvetlerinin Komutanı General Harrington’un makam otomobilini de çalar. General Harrington arabası çalındığı için deliye döner.

    Akşehir’e kadar sürer ve on beş gün sonra Akşehir’de Batı Cephesi Karargah binasında Mareşal Fevzi Çakmak’a teslim eder. Bu otomobil, Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Kemal Paşa’ya verilir. . Bir kaç gün sonra Mustafa Kemal o otomobilde görüntülenir. İngiliz İşgal Kuvvetleri Komutanı General Harrington; çalınan otomobilinin kaçırılıp, Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Kemal Paşa’ya götürüldüğünü öğrenince küplere biner. Bir hafta süreyle İstanbul’da terör estirir.



    Miralay İsmet Bey’in Harbiye nezareti müsteşarlığına getirilmesi haberi M.M. grubu üyelerini çok memnun etmişti.Çünkü bu sayede,terhis olan erlerin adreslerini ve ordudan alınan silahların nerede depolandığını öğrenmiş olacaklardı.
    Anadolu’ya Silah Kaçırmanın Yolları: Birinci yol olarak Karadeniz kanalı. Küçük deniz araçlarıyla silahlar önce Mürsel’e oradan da İç Anadolu’ya gönderilecek. Ağır silahlar ise İtalyan tüccarlar tarafından taşınacak.
    İstanbul’un tüm hırsız ve yan kesicileri göreve çağırıldı, Topkapılı:
    “depolardan silah çalma işini üzerime alıyorum.İstanbul’un bütün tanınmış hırsızları,yankesicileri benim emrimdeler. Bu insanlar hırsızdırlar, yankesicidirler ama aynı zamanda sizin kadar, benim kadar vatan severdirler.” Topkapılı’ nın evindeki toplantılar devam ediyor ve M.M.grubuna katılımlar her geçen gün artıyordu.
    Tulumbacılık yıllarında, yıllarca yangınlara su pompalayan Cambaz Mehmet, Kurtuluş Savaşı’nın aort damarlarına kan pompalayacak olan M.M. Grubunu kurar. Daha sonra bu gruba M.M. Grubu’yla Ankara arasındaki bağlantıyı sağlayacak olan İstanbul Telgrafhane Müdürü İhsan Bey’de katılır.
    ***
    Silah, silah, silah; Anadolu’da Türk Ordusu Büyük Taaruza hazırlanıyordu.Bunun için silaha ihtiyaç vardı.Bu ihtiyacı karşılayacak yer Maçka kışlasıydı. Burası bir İngiliz taburu tarafından korunuyordu. Kışlanın cephaneliğini boşaltacak emin bir yol aranıyordu. Nihayet Topkapılı düşüncesini açıkladı: Cephanelik tünel kazılarak boşaltılacaktı.
    Plan başarıyla uygulandı. İngiliz askerlerinin çok iyi koruduğu cephanelik içten içe boşaltıldı. Boşaltılan sandıkların içine toprak yerleştiriliyordu.
    Bütün Depolar İnceleniyor: Topkapılı’nın İstanbul’da beş bin usta hırsızı görev başındaydı. Anadolu’ya tez elden top gönderilmesi gerekiyordu.
    Gelen raporlara göre Rami kışlası bu konuda gerçekten yararlıydı. Bir gece yarısı Fransızlar’ın gözü önünde Fransız askeri üniforması giymiş Türkler tarafından boşaltıldı.
    ***
    General Harrington istihbarat başkanlığına Yüzbaşı Bennet’i getirmişti. Bennet İngiliz hükümeti adına önemli işler yapıyor, bu da Topkapılı Cambaz Mehmet’in hoşuna gitmiyordu.
    Bunun üzerine Yüzbaşı Bennet’e bir suikast düzenlendi.
    Bennet ölmedi ama bacağından aldığı darbe ile tedavisine İngiltere’de devam edildiğinden etkisiz hale getirilmiş oldu.
    Bu olay üzerine Topkapılı ve arkadaşları idama mahkum edildi.
    Fakat Topkapılı’nın üye olduğu İngiliz Muhipleri Cemiyeti başkanı Papaz Fru bu kararı engellemiştir.
    ***

    Artık büyük zafer kazanılmış, Atatürk Cumhurbaşkanı olarak Çankaya’dadır.

    Ankara Ekspresinde iki yolcu: Mehmet Bey ve Nurettin Bey görevlerini yapmış olmanın huzuru ile Ankara’nın yolunu tutmuşlardı. Topkapılı, Nurettin Bey’e “Tarih böyle bir zafer yazmamıştır. Mustafa Kemal Paşa 1918 yılında Şişli’deki evinde konuşurken büyük zaferin pırıltılarını görmüştüm. O zaman bana Mehmet, Çanakkale’de nasıl kazandıysak yine kazanacağız. Hele sizin gibi kahraman Türk evlatları oldukça ordumuzun yenilmesi imkansızdır.” demişti.
    Mehmet Beyi Mustafa Kemal Paşa karşıladı; hoş geldin, nasılsın bakalım diyerek elini uzatıyordu. Oturdular sohbet ettiler, Mustafa Kemal Paşa kendisine İstanbul mebusluğu teklif etti. Topkapılı, Paşa’nın teklifini kibarca reddetti. Mustafa Kemal de ,”Hiç değişmemişsin Mehmet yine o eski Topkapılı Cambaz Mehmet!”
    İstanbul’un Kurtuluşu: 6 Ekim 1923 günü büyük komutanın muzaffer ordusu İstanbul’a giriyordu. Topkapılı bu sahne karşısında sevinç gözyaşlarını döküyordu.
    ***
    24 Haziran 1923’te TBMM aşağıdaki kararı oy birliği ile almıştır:

    “TBMM Başkanlığından:

    İstanbul’un düşman altında bulunduğu sırada, Osmanlı ordusunun depolanan silâh ve teçhizatını her an ölümle karşı karşıya kalarak Anadolu’ya kaçıran, düşmanın gizli istihbarat teşkilâtının içinde yuvalanarak, millî kuvvetlere çok yararlı bilgiler sağlayan M.M.Grubu Başkanı Topkapılı Mehmet Bey’e, Vatana Üstün Hizmet faslından ayda 1.500 lira maaş bağlanması Büyük Meclis’in 24 Haziran 1923 tarihli toplantısında oy birliği ile kararlaştırıldı.”
    ***
    Cambaz Mehmet, BMM’nin 24 Haziran 1923 tarihli oturumunda oy birliğiyle kendisine bağlanan 1500 liralık maaşı kabul etmez.
    Bir tavuğun 12.5 kuruşa satın alındığı bir dönemde kendisine bağlanan 1500 liralık maaşı getiren yaveri Nurettin Bey’e hayret dolu gözlerle bakarak şöyle der:
    “Ben bir şey yapmadım. Vatanım için, Mustafa Kemal Paşam için üzerime düşen görevi yerine getirmeye çalıştım. Hizmetleri gerçekleştiren arkadaşlarımdır.
    Ben buna layık değilim. Hayır, bana bunu yapamazlar.”
    Ve Nurettin Bey’e son emrini verir: “Hemen gidin ve aylık iradı [maaşı] Hilal-i Ahmer’e [Kızılay] devir muamelesini yapın.”
    Topkapılı Cambaz Mehmet, maaşını Kızılay’a devreder. Tek kuruşunu bile almaz.



    Topkapılı 1932 yılı Haziran ayında öldü. Milli mücadeledeki hizmetlerine mükafaten İstiklal Madalyası ile ödüllendirilmiştir. Kurtuluş savaşının adsız kahramanlarından biri daha böylece tarih oluyordu… Rahmet ve minnetle anıyoruz!
    MUSTAFA KEMAL’İN ASKERİ TOPKAPILI CAMBAZ MEHMET



    ———————————————————————————

    Topkapı’daki üç sınıflı mahalle mektebinden haylazlığı yüzünden ayrılan Cambaz Mehmet, Topkapı’nın tulumba takımında gösterdiği başarıları, deli yüreği ve gözü karalığıyla çevren...See more
  • Deniz Ergezen
    Deniz Ergezen uploaded 1 new photo to İçerik Bandı Fotoğrafları album
  • Deniz Ergezen
    YÜZBAŞI MUSTAFA ERTUĞRUL

    UÇAK GEMİSİNİ BATIRAN TÜRK



    image00176.jpg

    Dünya denizcilik ve savaş tarihinde, ilk uçak gemisini batıranın bir “Türk” olduğunu biliyor muydunuz? Peki ya bu işi, bir “sahra topu” ile yaptığını söylesek? Bu inanılmaz işi, Topçu Mülazım Mustafa Ertuğrul’un bataryası başarmıştı…

    Sarı, sapsarı… Soğuktan ölmeden önce insan sapsarı bir rüya görürmüş… “Sarı Ölüm” der Halil Paşa… “Sarıkamış Fatihi” olmak için yeğeni Enver Paşa ile yarışan Halil Paşa, anılarında, soğuktan donarak ölen 30 bin askerin, o gece aynı rüyayı gördüğünü anlatır…

    Birinci Dünya Savaşı boyunca Türk askeri, tanrının soğuk cehennemi “zemheri”, sıtma, tifüs, sarı humma ve pellegra ile sık sık karşı karşıya geliyordu. Sadece Sarıkamış’ta değil, Galiçya’da, Yemen’de, Çanakkale’de… Türk askeri düşmandan çok iklime, hastalıklara ve yokluklara karşı bir savaş vermekteydi. Yokluklar, Türk askerinin kendisinden kat be kat üstün “yedi düvel”e karşı savaşında, bambaşka bir silah ile, “hayal gücü” ile savaşmasını sağladı.

    Nasıl sağlamasın ki? Tifüs, sıtma ve humma askerleri kemirirken ve koskoca imparatorluk içinde ordunun elinde sadece birkaç bozuk Alman yardımı uçak varken, düşman karşına bir “uçak gemisi” ile çıksın!

    1915’te üzerinde bir dizi uçağın durduğu bir uçak gemisini ilk gördüklerinde, Türk askerinin hissettiği, Kızılderililerin tüfek ile tanıştıklarında yaşadıklarına benzer bir duygu olsa gerek… Peki ama bununla nasıl savaşılır? Üstünde ölüm kusan uçakları, taretleri ve yanındaki iki kruvazörüyle, 120 metrelik bir çelik yığını nasıl yenilir?

    Şimdi okuyacağınız öykü, dört sahra topu ile dünyada bir uçak gemisini batıran ilk askerin, Topçu Mülazım (Teğmen) Mustafa Ertuğrul’un öyküsüdür…

    27 Aralık 1916. Saat: 13.00
    “Türk askeri cenge hazırlanıyordu. Biraz sonra kopacak kıyametin heyecanı ile benim de yüreğim çarparken; gözüm batarya dürbününün adesesinde, düşmanı seyrediyordum. Meis, güzel bir pazar gününün neşeli havası içinde tatilin zevkini sürüyordu… Bizim taraftaki harekât ve gürültü gittikçe sükûn buldu. Herkesin kulağı, bir ağızdan çıkacak keskin bir kumandayı bekliyor. Ateeeş… Nihayet saat 13.25’te aylardan beri karşısındaki yabancı çığlıklara dişini sıkıp susan dört ağız birden alev kusmaya başladı…”

    Dünya savaş tarihinde bir ilk olan, 7.7 inçlik dağ bataryasının bir uçak gemisini 36 dakikada sulara gömen komutu verişini böyle anlatıyor Topçu Mülazım Mustafa Ertuğrul. Batırdığı uçak gemisi ise, 120 metre boyunda, saatte 24,5 mil hız yapan ve altı uçak taşıyan İngiliz bandıralı Ben My Chree’dir!

    Birinci Dünya Savaşı’nı anlatan tarih kitaplarında, Ben My Chree, tek cümle ile yer alır: “Batırılan ilk uçak gemisi”

    image00247.jpg

    Ben My Chree’nin batış anı

    Bu resim Türkiye’de ilk defa burada yayınlanıyor.
    Ben My Chree, Meis Limanı’nda isabet almış, yanıyor!

    Mustafa Ertuğrul ve komutasındaki topçu bataryası, o gün Meis Limanı’na demirli uçak gemisi Ben My Chree’nin dışında, 200’e yakın yelkenli gemi ve sandalı batırır.

    İngilizlerin hayaline bile gelmeyecek bir iş yapar Mustafa Ertuğrul. Meis Adası limanının tam karşısındaki buruna dört sahra topundan oluşan bataryasını, tam iki ay boyunca dağları aşırarak, gülleleri sırtlarında taşıyarak getirirler! Burunda, Ben My Chree’nin limana girmesini sessizce bekleyen 30 kadar Türk askeri, dünya savaş tarihine bir savaş gemisini batıran ilk birlik olarak geçerler. Hem de 7,7 inçlik, dört cılız “sahra topu”yla!

    İngiliz ve Fransız donanması raporları, Türk kıyılarındaki “çılgın bir Türkbataryası”ndan bahsetmektedir artık…

    13 Aralık 1917. Ağva Koyu
    Müttefik deniz kuvvetleri, Akdeniz’deki en önemli silahlarından birinden olduğu için öfkelidir. Türk kıyıları sürekli denetim altında tutulur; motorlar, kayıklar batırılır, yerleşim birimleri zaman zaman bombardıman edilir. Sabrı taşan Topçu Mülazım Mustafa Ertuğrul, yaptığı yeni bir planı 135. Alay komutanı Alman yarbayına kabul ettirmeye çalışır;

    “Müsaade ederseniz, bataryamla, bir gece ansızın Antalya’yı terk ederek meçhul bir istikamete gidiyormuş gibi yapıp, Ağva Koyu’na gideyim. Limana hâkim buruna bataryamı yerleştireyim. Emrime verilecek bir yelkenli ile bu gemiyi limana sokup avlamaya çalışayım.”

    Plan basittir. Bölgenin zorlu coğrafyası ve yol yokluğundan ötürü, Türklerin askerlere kumanyalarını yelkenli teknelerle dağıtmak zorunda olduğunu Fransızlar bilmektedirler. Fransız savaş gemileri, bu yelkenlileri sık sık yakalamakta ve kumanyaya el koyup Türk askerlerinin aç kalmalarına neden olmaktadır.

    Fransızlara kovalamaktan zevk duyacakları bir yelkenli gönderir Mustafa Ertuğrul. Faaliyet raporuna yeni bir “başarı” olarak geçecek bu basit avı, Fransız kruvazörü Paris II, Ağva Koyu’nun içine dek izler. Girmesiyle de, bir hafta önce koya egemen bir noktaya yerleşmiş olan Mustafa Ertuğrul’un bataryası “ateş” komutuyla saldırıya geçer!

    Paris II, sadece 18 dakikada denize gömülür. Düşman donanması içinde artık efsaneleşmeye başlayan Mustafa Ertuğrul bataryası, 145 atımdan 110’unu gemiye isabet ettirecek kadar ustadır.

    Kamikaze botu ile batırılan Alexandra!
    Paris II’yi kaybeden Fransızlar, Türk kıyılarında intikam fırtınası estirirler. Kıyıdaki yerleşim birimleri durmadan bombardıman edilir.

    Uçak gemisi Ben My Chree’nin ardından koskoca Paris II kruvazörünün de bir “dağ bataryası” ile batırılması, Müttefiklerin artık açıktan seyretmeye başlamasına neden olmuştur. Gemilerin topçu menzilinin dışından dolaşması Mustafa Ertuğrul’u durduracak değil ya! Dağ bataryası ile uçak gemisi batırılırsa, küçük bir balıkçı teknesiyle bir savaş gemisi haydi haydi batırılır!

    Topçu Mülazım Mustafa Ertuğrul, Paris II’yi batırdığı bombardıman sırasında elinden kaçırdığı Alexandra adlı savaş gemisi için dahiyane bir tuzak kurar:

    “Herhangi bir yelkenlinin kaburgasını kaplayan iç tahtaları sökülerek, mümkün mertebe fazla miktarda dinamit kaburga aralarına döşenecek, tam merkezine de bir top fünyesi yerleştirilecek. Fünye halkası bir telle portakal sandıklarından birisinin altına bağlanıp, kaburgalar tekrar çakılarak düzen hazırlanacaktı. Birbirine bağlı sandıklar mutlaka bir vinç yardımıyla kaldırılacaktı ki, fünye dinamiti ateşleyip geminin batırılmasını sağlayacaktık.”

    Bir “kamikaze botu” haline getirilen yelkenli, kıyıdan açılır. Açık denizde Fransız savaş gemisini gören “önceden tembihli” askerler, suya atlayıp kıyıya doğru yüzmeye başlarlar. Fransızlar portakal sandıkları ile dolu bir tekneyi ele geçirdikleri için mutludurlar, ama ya bu da o “Çılgın Türk”ün bir tuzağıysa?

    Sandalın üzerine önce bir Fransız bahriye eri çıkartılır. Görünürde bir tuzak yoktur. Ama ya Türkler portakalları zehirlemişse? Sandalın uzağında duran savaş gemisi Alexandra’nın güvertesindeki gemi doktoruna birkaç portakal götürülür. Portakallar zehirsizdir! Derin bir oh çekilir… Sandal savaş gemisine yanaştırılır ve birbirine bağlı portakal sandıklarını gemi güvertesine çıkartmak için vinç çalıştırılır. Buuumm!..

    Kurulan tuzağa düşen Alexandra, gövdesinde açılan birkaç metrelik delik yüzünden göz açıp kapayıncaya kadar denizin dibini boylar. Savaş tarihine, belki de “Akdeniz’de Türklerle Müttefikler arasındaki deniz savaşları” adıyla geçmesi gereken, ama aslında sadece 23 yaşındaki bir Türk subayının akıl almaz başarısının özeti böyle…

    Kamaları sökülmeyen tek batarya
    Dünya Savaşı bittiğinde, Mondros Mütarekesi gereğince, işgal edilen Anadolu topraklarında, tüm silah ve cephaneye el konuldu. Topların kamaları söküldü. O tarihlerde Aydın bölgesindeki birlikleri denetlemekle görevlendirilen Ben My Chree’nin eski komutanı Charles R. Samson; “Gösterdiği kahramanlıktan dolayı bu batarya toplarının kamalarınısökmek askeri şerefe aykırıdır” diyerek, Mustafa Ertuğrul’un bataryasına dokunmaz!

    Birinci Dünya Savaşı sonrasında kamaları sökülmeyen bu dört sahra topundan oluşan batarya, Kurtuluş Savaşı’na katılan ilk topçu birliğidir…

    İngiltere vickers tersanesinde ticari gemi olarak inşa edildi. 1908 yılında denize indirildi.1915 yılında cammel Laid tarafından savaş gemisine dönüştürüldü.23 Mart 1915 te İngiliz Kraliyet Donanmasında uçak gemisi olarak göreve başladı.1917 yılında batırıldıktan sonra 1920-21 yıllarında italyan firması tarafından çıkarıldı ve hurdalara ayrıldı.114 metre boyu, 14 metre eni 4,8 metre su çekimi olan gemi 3,888 ton ağırlığına sahipti.
    YÜZBAŞI MUSTAFA ERTUĞRUL

    UÇAK GEMİSİNİ BATIRAN TÜRK



    image00176.jpg

    Dünya denizcilik ve savaş tarihinde, ilk uçak gemisini batıranın bir “Türk” olduğunu biliyor muydunuz? Peki ya bu işi, bir “sahra topu” ile yaptığını söylesek? Bu inanılmaz...See more
  • Deniz Ergezen
    Deniz Ergezen commented on Kate Mccue's photo
    Veer
    May 10, 5:16
    Helle dear looking so pretty
    Deniz Ergezen
    May 22, 6:28
    İstanbul (h)
    Deniz Ergezen
    May 22, 10:25
    Welcome to Istanbul.
    You need to sign in to comment
  • Deniz Ergezen
    Deniz Ergezen commented on Sandra's photo
    Single ready to mingle for a long team relationship
    Deniz Ergezen
    May 22, 4:27
    Hello Sandra
    Sandra
    May 22, 8:45
    How were you from please
    Sandra
    May 22, 8:45
    How are you doing and were you from please
    Deniz Ergezen
    May 22, 10:23
    I am Turkish. I live in Turkiye
    Deniz Ergezen
    May 22, 10:24
    I'm fine, how are you?
    You need to sign in to comment
  • Deniz Ergezen
    Deniz Ergezen liked ame lia's photo
    You should be by my side.
    May 22, 10:12
    1 1
    Deniz Ergezen likes this
    La Mai
    Jun 4 '2023, 9:29
    Calling for online part-time jobs. If interested
    Telegram _@khaimai65815
    What app_ +66625689385
    or contact us at any time.
    You need to sign in to comment
  • Deniz Ergezen
    Deniz Ergezen
    Maybe, Some of them
    36 votes
    Yes, Most of them Scammer
    29 votes
    No, They aren't
    21 votes
    2 more...
    May 22, 10:11
    1 87 4
  • Deniz Ergezen
    May 22, 10:08
    15 13
    13 members like this
    SAIEF hafaidhi
    Nov 5 '2020, 9:15
    ⁣BONSOIR
    Est-ce que tu crois au destine? À mon avis, quand deux cœurs sont censés être ensemble pour qu’ils soient sûrs et qu’il n’y aura aucune frontière entre eux. Pouvez-vous me dire que vous y croyez aussi? Je pense que ce sera vraiment merveilleux de commencer notre communication avec vous et qui sait que peut-être nous allons bientôt nous illuminer. Dis-moi s'il te plaît, comment puis-je mériter le bonheur de ta part? Montre-moi le chemin vers ton coeur. Je serai très heureux de recevoir une douce réponse de votre part
    Voici mon émail [email protected]
    ⁣BONSOIR
    Est-ce que tu crois au destine? À mon avis, quand deux cœurs sont censés être ensemble pour qu’ils soient sûrs et qu’il n’y aura aucune frontière entre eux. Pouvez-vous me dire que vou...See more
    Ernest
    Apr 25 '2021, 9:46
    Yooooo you look so good baby thank you
    Maria Bowen
    Apr 25 '2021, 13:13
    hey
    Maurice Simmonds
    Aug 1 '2023, 22:58
    Hi sexy Jamaican man want that body you got your so sexy
    ambwene shultz mwakanandi
    Sep 11 '2023, 8:45
    Irresistible
    You need to sign in to comment
  • Deniz Ergezen
    Deniz Ergezen liked Guzel Flower's photo
    :k:
    May 22, 10:08
    1 13
    13 members like this
    Zafer Şimşek
    Dec 12 '2019, 14:47
    you're exquisite
    You need to sign in to comment
  • Deniz Ergezen
    May 22, 9:05
    2 6
    6 members like this
    Hami Sinaee
    Oct 1 '2023, 13:17
    This red color has made everyone crazy!
    Hakan Özsoy
    Oct 14 '2023, 5:14
    hello
    You need to sign in to comment
  • Deniz Ergezen
    Deniz Ergezen joined group
    Antalya
    Antalya
    Antalya, Türkiye'nin bir ili ve en kalabalık beşinci şehri. 2013 itibarıyla 2.158.265 nüfusa sahiptir. Tamamı Akdeniz Bölgesi'n...
    Total users: 17
    Deniz Ergezen
    Onur Türk
    Turgut Can
    Latif Çakır
    latif cakır
  • Deniz Ergezen
    Deniz Ergezen joined group
    İstanbul Tanışma ve Arkadaşlık
    İstanbul Tanışma ve Arkadaşlık
    İstanbul'un tüm semtlerinden tanışma ve arkadaşlık sayfası. :hi:
    Total users: 220
    Deniz Ergezen
    Onur Türk
    özcan güre
    derya
    çiçek
  • Deniz Ergezen
    Deniz Ergezen joined group
    Honest and caring
    Honest and caring
    I only need someone to be with and have some times with as well.....
    Total users: 11
    Deniz Ergezen
    Lisa
    Samuel Chinedu Austine
    Zabihullah
    Mahmud Sharif
  • Deniz Ergezen
    Deniz Ergezen commented on Jasmine Ventura's photo
    Deniz Ergezen
    May 22, 7:39
    (h)
    You need to sign in to comment
  • Deniz Ergezen
    Deniz Ergezen commented on Melisa Jones's photo
    Deniz Ergezen
    May 22, 7:37
    (h)
    You need to sign in to comment

Quick Search

Main
to
Education
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  

Social


'':
fade
slide
Rating: