İnsan çocukken bazı şeylerin farkına varamıyor. Bazı şeylerin değeri zaman ile anlaşılıyor. Çocukken sahip olduğumuz küçük dünyamız da bazı şeyleri göremiyoruz.
Maddi ve Manevi duygulardan bahsediyorum. Çocukken babamı hiç görmedim. 6-7 yaşlarında tesadüfen iş için Manisa/Sarıgöl ilçesine gelen babamın sünnetime tesadüfen gelmesiyle gördüm. Hayal meyal 5-10 dakika gördüm. Zaten amelyat'ın acısı anestezi ile yüz hattını bile hatırlamıyorum.
İlk defa babam ile tanışmam gerçek anlamda 16-17 yaşlarıma geldiğimde Lise son sınıfta ilk o zaman babam ile tanıştım. Bir bilgisayar başında otururken ev telefonunu açtım ve o gün hiç tanımadığım bir adam sesi bana oğlum ben senin babanım istersen görüşelim diyordu. Bende olur görüşürüz dedim.
Geçmişi hiç yargılamadım. Yada sebep sonucu asla sorgulamadım. Normalde eşler ayrılınca, Ana yada baba karşı tarafı kötüler. Benim Anam eğitimli bir bayan olduğu için asla, babama karşı hiç olumsuz bir şey söylemedi. Belki, bu sebepten olsa gerek ona karşı fikirlerim nötürdü. Bütün suç babam da olsa bile, asla bir şey söylemedi. Bu sebep den olsa tanışmakta herhangi bir sakınca bulmadım. Bir kaç gün sonra bir arkadaşı ile iş için Manisa ya geldi ve ilk o zaman gördüm.
İlk sorduğum soru ne iş yaptığı oldu. Yıllarca okul da her yıl öğretmenler tarafından gelen saçma sapan bir soru. Herkes babası ne iş yapıyor söylesin diyorlardı. Ben hep Anam öğretmen diyordum. Soru Babanın mesleği olsa bile, baban ne iş yapıyor dediklerinde hiç bir zaman fikrim yoktu. Bazen serbest meslek dedim. Bazen iş adamı dedim. Memur dediğime de hatırlıyorum. Serbest meslek dedim diye, bir gün okulda beni fakir diye yardım kolilerinin olduğu yere çağırdılar. Gittğim de ayakkabılar vardı. Gocuk vardı. Bana istediğini al dediler. Bende anam öğretmen benim bunları ihtiyacım yok dedim. Öğretmende tamam o zaman sen gidebilirsin demişti.
Şimdi düşünüyorum da her yıl okulda çocukların babalarının mesleklerine soran öğretmenler, öğrenci ayrımına o zaman dan başlıyorlarmış. Babaların Mesleği iyi olan çocuklar ile daha çok ilgilenirdi hocalar. Belki de ilgilenmezsek gider bize şikayet eder diye. Kim bilir bana çok saçma geliyordu baba mesleği sorulması Sonucunda baba mesleğinin öğrencinin başarısının önünde bir engel yada avantaj sağlayacağını düşünmüyorum.
Neyse okul dönemi bittiğinde hayat insanı farklı yerlere sürüklüyor. Hayat bazen o kadar acımasız oluyor ki, Insan doğduğu yerleri bile terk ediyor. Bunda Aileden kalma birikimler de dahil. Örnek vermem gerekirse, Türkiye gibi torpilin çok önemli olduğu. Başarısız olan kişilerin belli yerlere getirilip, gerçekten bir yerlere hak eden insanların yerlerde süründüğü ülkede yaşıyorsanız insana bu konuları zaman ile daha çok düşünüyor. Çevremdeki insanlara bakıyorum. Hiç bir kişisel başarı sağlayamamış bir çok kişi babasının parası ile bir şeyler yapıyor yada babadan kalan mal varlığı kullanarak kendisine bir düzen kuruyor. Benim bu konuda dezavantajlı olduğu söyleyebilirim.
Babamın şirketinde bundan 4-5 yıl önce 3-4 ay çalıştım. Çalıştığım süre boyunca ne para ödemesi aldım nede sigortamı yapmış. Ayrıca 2-3 yıllık biriktirdiğim parayı oğlum sen parayı ver 2-3 gün sonra ben sana geri ödeyeceğim diyerek aldığı parayı ödememesi de bu işin acı biberi oldu. Babam borç para isteme konusunda uzmanlaşmış. Bu aralar çevresindeki herkes den borç para istiyor. Babam olmasa çalıştığım paraları gider mahkemeye verir paramı iş mahkemesinden alırdım.
Zamanla tüm yaşadıklarımı ele aldığımda, başkalarının çocuklarına kattıkları değerleri gördüğümde, benim içinde bulunduğum dezavantajlı durum ve babamın davranışları gün geçtikçe ona karşı olmayan sevgimi gün geçtikte azaltıyor. İnsan belki çocukken bir şeylerin farkına varmıyor fakat gün geçtikte geçmişi daha çok yargılamaya başlıyor.
Türkiye'nin ekonomik şartları, Her gün değersizleşen Türk Lirası, Saçma sapan Adalet Sistemi, Hayvan karikatürü paylaştım diye adıma açılan saçma sapan davalar. Dolandıcıların hırsızların kol gezdiği suçsuz insanların mahkemelerde yargılandığı ülkem. Türkiye deki Torpil ve adam kayırmacılık üzerine kurulan düzen. Hayat şartları bizi doğduğumuz yerlerden uzak yerlere itti. Yaşadığım yer çok güzel ama insan sevdiklerini arkada bırakması üzücü oluyor.
Bizi bu ülkeye terk etmeye mecbur bırakan insanlar utansın.
By | Onur Türk |
Added | Aug 29 '2021, 9:52 |
The Wall