Aslında cevabımın iki düşüncem var. İlkokuldayken eve ağlayarak geldim çünkü bir kız bana atların cennete gitmediğini söylemişti. Anneme eğer atlar gidemiyorsa ben de cennete gitmek istemediğimi söyledim.
Annem sadece gülümsedi ve cennette at yoksa senin için cennet olmaz dedi. Bu açıklamayla artık gözyaşı kalmadı.
Yıllar sonra yetişkin olduğumda güzel bir Japon Bob kuyruklu kedim oldu. O benim oğlum gibiydi. Zamanı geldiğinde kollarımda öldü. Kalbim kırıldı. İki veya üç gün sonra bir rüya gördüm. Gömüldüğü arka bahçedeydim ve mezarın bir köşesinde dostumun topraktan çıkış yolunu kazdığını gördüm.
Yüzeye çıktığında sıçradı ve gençken yaptığı gibi parlak yeşil çimenlerin üzerinde zıplayarak ve koşarak oynadı. Bana mutlu ve iyi olduğunu bildirmek onun için çok özeldi. Onu hala özlüyorum ve kimse bana bilerek rüyamda bir mesaj göndermediğine beni ikna edemez. Kedimin ölümden sonra beni karşılayacağını biliyorum ve bu beni korkusuz kılıyor.
The Wall
Bir adam ölür ve sadık köpeğiyle yolda yürürken, üzerinde "buraya girin" yazan inci kapılarla karşılaşır. Kapıya yürür ve onu içeri davet ederler, ancak köpeğini dışarıda bırakmak zorundadır. Adam reddeder ve yolda yürümeye devam eder.
Daha sonra, cennetin inci kapılarından çok Cennet Bahçesi'ne benzeyen, gösterişli olmaktan çok pastoral olan başka bir kapılı yere rastlar. Kapıdaki adam tarafından içeri hoş karşılanır. Köpeğinin içeri girmesine izin verilip verilmediğini sorduğunda, kapıcı köpeğin de hoş karşılandığını doğrular.
"Cennet neden köpeğimi içeri almama izin vermiyor da sen izin veriyorsun?" diye sordu adam. Kapıcı gülümsedi ve cevapladı, "Burası cennet. Aslında orası cehennemdi. Onların bu oyunu oynamalarına izin verdik çünkü en iyi arkadaşını sonsuza dek geride bırakacak kimseyi buraya almıyoruz."Bu konu hakkında çok şey anlatan eski bir fıkra var…
Bir adam ölür ve sadık köpeğiyle yolda yürürken, üzerinde "buraya girin" yazan inci kapılarla karşılaşır. Kapıya yürür ve ...See more