Ben aslen Manisa Alaşehir de doğdum. Buranın şehir nüfusunun az olması sıkıcı bir yerleşim yeri olması ve şehrin küçük olması, asosyal bir toplum yapısı kadın ve erkek arasında mesafelerin uzak olması ayrıca şehrin sadece gezebileceğiniz 1 tane ana caddesi olması nedeniyle Ergenlik dönemim burada geçti diyebilirim. Taki 22 Yaşıma kadar....
22 Yaşımda artık okudum üniversiteyi bırakıp, kafama yurt dışına yerleşme fikri vardı, hep çocukluğumdan beri farklı ülkere gitmek istemişimdir. Aklımda Belarus fikri vardı. Babama söylediğimde babamda bizim komşunun oğlu Üniversite okumak için Romanya'ya gitti senide oraya gönderelim dedi. Bende İnternet hemen gitmek için gerekli belgeleri araştırdım.
Romanya'ya gitmek için İnternet'te araştırma yaptım. Bir aracı kurum ile tüm belgelerimi tamamlayıp Romanya'ya üniversite başvurusu yaptım. Başvuru olumlu sonuçlandı ve vize için başvuru yaptım bu da 3 Ay kadar süre aldı. Böylece Romanya'ya gitmek için vizem de hazırdı. Gerekli olan tek şey bir otobüs yada uçak bileti almaktı. O zaman için hiç uçağa binmediğim için İstanbul Laleli den otobüs ile gitmek fikri aklıma geldi. 11 Saat Bükreş ve 7-8 Saat ta Bükreş - Yaş hattı arası sürecekti.
İnternet'te okuduğum yorumlara göre çok olumsuz fikirler vardı Romanya hakkında bukadar kötü ise bu ülke nasıl almışlar diyordum kendimce. Ülkeye adım atınca hiçte öyle olmadığını gördüm. Özellikle yol kenarındaki köylerde bile bizim Manisa da olmayan lüks yapılı köy evlerine görünce baya şaşırdım. Beklentilerimi o kadar düşük tutmuştum ki herhalde Manisa bile daha güzeldir diyordum. Gittim de her şey beklentilerimin üzerinde geldi. Büyük yapılı binalar ve yüzlerce yıllarda yapılan heykel işlemesi ve binaların mimarisi harikaydı. İnternet'te yazan yorumlar ile hiç alakası olmadığını anladım.
Neyse Laleli de 40 TL ye Otobüse bindiğimde 18 saat yol çok ucuz gelmişti. Tabi o zaman 40 TL değerliydi Euro 1.5 larda geziyordu. Taş çatlasın 1.7 diyelim. İlk otobüse bindiğim zaman yolun yarısına geldiğimde gümrüğe geldik bir sürü şey sordular sanırsan arkadam'da 400 kilo bomba var.. neyse öğrenci olduğumu söyledim birde ispatla dediler. Türk gümrüğünde bile sorun yaşadım tuttular beni... sonra gümrükleri geçince içimde aniden bir mutluluk oluştu. Evet 4-5 Aydır merak ettiğim ülkeye adım atmıştım.
Kasım ayı gibi gidiyordum. Hava çok soğuktu ülkeye geldiğimde üşümeye başlamıştım yerlerde 5-10 cm boyununda kar vardı. Egenin sıcak iklimine alışmış olmam soğuğa karşı zayıflığımı hemen gösteriyordu. Nede olsa 40 derece hava sıcaklıklığına büyümüştük. Neyse ki otobüste bize alkollü çikolata verdiler ben alkol kullanmıyorum dememe rağmen yanımdaki Rumen bayan az bir şey bu çikolata ye gitsin çok güzel dedi. zaten 10-15 GR bir şeydi neyse ki likörlü çikolatayı yedim. Sonra otobüs de ışıklar kapatıldı. Ve önceden döşenmiş olan led döner lambalar açıldı. Otobüste son ses müzik hareketli Romence parçalar çalıyordu. Kendime şunu dediğime hatırlıyorum... Laynnn nereye gidiyorsun sen...
Eğlence daha otobüste başlamıştı, 2 tane garson muavin vardı birisi Rumen bayan diğeri Türk erkekti. Rumen bayan çok güzeldi bakmaktan izlemekten bile keyif alıyordum o kadar çekici ve güzeldi. Sonra müzik çalınca herkes otobüste oyun oynamaya başladı. Muavin kız hemen 2 sıra koltuğumun önünde dizlerini sağa sola dayamış koltukların üstünde dans ediyordu. Ve o zaman dedim ki kendime vay be Onur çok eğlenceli bir yere gidiyorsun dedim. O Zamanlar utangaç ve Toy olmam takibi benimde o anki eğlenceye katılmama engel olmuştu. Ama 2 koltuk önümüzdeki kızın Dansı bile yeterdi. Eğlence geceyi güzelleştiriyordu.
Türkiye'de 7-8 yaşımdan beri otobüs ile Seyehat etmeme rağmen hiç böyle bir otobüs yolcuğu yapmamıştım. O an bizim Türk olan erkek muavine çok güzel yerde çalışıyorsun dedim. Oda evet dediğini hatırlıyorum.
The Wall