Sonraki hafta çok iyi hatırlıyorum güvercin almak için 10-15 dk lık yolu koşa koşa gittim. Bir anca kuş satılan yere varmak ve siyah güvercini almak istiyordum. Gittim siyah güvercin kalmamış. bana gri ve yeşil tonlarda bir güvercin verdi onun yanına bir tane bembeyaz saya güvercini aldım. Onun yanında da bir tane beyaz ve sadece kanatları kırmızı olan güvercin aldım. Sonra güvercinleri besledim zamanla yavrulayıp çoğaldılar.
Günler hızla geçerken güvercinlerimin sayısı arttı sonra onları uçurmaya başladım böylece herkes benim güvercinim olduğunu artık biliyordu. Gün geldi güvercinleri gören şehrin Kürtleri ve Çingeneleri evimize kuşları çalmak için girdiler. Bir gün akşam hepsini çalmışlar. Meğersem Güvercin uğursuz dedikleri konu bu çingene ve Kürtlerin yaptıkları kuş hırsızlarıymış yada havada uçan kuşları yakalayınca senin benim muhabbetlerinden dolayı çıkan kavgalarmış. Aslında kuşlarda bir uğursuzluk yok insanlarda bunu uğursuz hale getiriyorlar. Romanya da neden olmuyor güvercin hırsızlığı Moldova da neden olmuyor demek ki bu bizim ülkede yaşayan insanlardan kaynaklı bir şey. Neyse kuşlar çalındı.
Polise gittik polis arabasıyla neden çingene ve Kürt güvercin besleyen hırsızların yatağı olan mahallelere gittik bir Türlü kuşları bulamadık. Sonra ben kendi Çabalarım ile hırsızları bulsam da kuşlar geri gelmedi bazı kuşlar eve gelmeye başladılar uçup tekrardan Anamda oğlum bırak şu kuşları sana Bilgisayar alayım onla uğraş dedi 2000 yılıydı o zamanlar da bilgisayar çok pahalı bir şeydi. Ve kimsede yoktu. Bende çocukluk hayalim olan bilgisayarı duyunca tamam anne al bırakacağım dedim. Ve o zaman için Anam ikinci el bir bilgisayar aldı ve çok pahalıydı ve 8-10 ay taksit ile ödedi. Anama ne kadar sağol desem azdır çünkü o dönem öğretmen olmasına rağmen ödeme yaparken çok sıkıntı çektik.
Kuşlar çalındıktan 3 ay sonra kaçan kuşların bir kısmı 10 kadarı eve geri uçarak geldi. Anamda da dedi kuşçuluğu bırak sana söz veriyorum bilgisayar alacağım dedi. Ve 1-2 hafta sonra öğretmen arkadaşın dan benim için bilgisayar aldı.
1998-1999 lu yıllardı. O zamanlar windows 98 kullanıyorduk. Sonraları windows me çıkmıştı (2000) milenyum diyorduk windows me çıktığında çok merak edip bilgisayarıma onu yükletmiştim. O dönemler bilgisayara keşif etme yıllarımdı.
İnternet e telefon hattı ile giriyorduk ve telefon sürekli meşgul çalıyordu. Teyzem anama "ne yapıyorsunuz siz bütün gün kimle konuşuyorsunuz hep telefon meşgul çalıyor" demişti. 166 vardı oradan internet'e bağlanıyorduk. Numarayı yanlış hatırlamıyorsam. o da çok fatura yapıyordu. bir gün 350 TL telefon faturası geldi ben internet'e girdiğim için anam bana kızıp "ne yapıyorsun bu kadar internet ile bu benim aylığımın yarısı dedi" :)) şu zamanın 2000-2500 lirası falan. şimdi aklıma gelince yüzümde gülümseme oluşuyor.
O zamanlar mIRC vardı IRC vardı. facebook yoktu, instregram yoktu, whatsapp yoktu. MSN Messenger vardı. Email ile mesajlaşma vardı. Ben hemen hemen yaşım itibariyle internetin Türkiye deki yayılmasının ilk aşamalarına denk geldim.
By | Onur Türk |
Added | Feb 10 '2020, 18:57 |
The Wall