Ben annem ve Ananem ve dedem ( arkadaşı 3 kişiyi tanımıyoruz)
Anamın aldığı elektronik oyuncakları aldıktan 10-15 dk sonra kırıp içlerine bakardım. Hatta motorlarına Sökerdim. Elektronik çalışan sağlam 1 tane oyuncağım yoktu. Nasıl hareket ettiğini çok merak ederdim ve motorunu söküp çalıştırırdım. Bu yüzden Anam uzun süre elektrikli oyuncak almadı. Her seferinde kırıp içine bakıyordum. 9 yaşlarına geldiğimde annemin artık kırma içlerini tornavida ile aç bak diye bana tornavida seti aldığını hatırlıyorum. O yüzden sonra oyuncakları kırmadan açıp bakıyordum. Hatta Annem küçük motorlar sarmal yaylar ve kablo gibi fen bilimleri için hazır çantamız vardı oradaki mazemeler ile bozulan oyuncakları tamir etmeye çalışıyordum.
Dünyada din olarak Sadice Müslümanlık ve Hristiyanlık dini var sanırdım. Şimdi bakıyorum'da 4600 den fazla dünyada din var.
Ağaçları pembe renge boyardım. Anam hep kızardı pembe ağaç olmaz diye. Tabi o zamanlar Japonların Şukura ağacından annemin haberi yoktu.
Resim yarışmalarında yetenekliydim, Normal dersler de çok başarılı olmasamda Resim Yarışmalarında 1 sınıftan 5 sınıfa kadar hep Manisa ilinde 1. 2. 3. gibi hep derece yaptım. 23 nisana gitmek istemezdim fakat, kaymakamın bana hediye verecek olması zorla gitmeme sebep olurdu. Biraz utangaç bir balaydım. İsmim okundugu zaman stadyum da binlerce kişinin önüne çıkmaya utanırdım. Sınıf arkadaşlarım hadi hadi diye sırtımdan ittirerek Kaymakamdan hediye aldığımı hatırlıyorum.
Hediyelerde genellikle 1 adet roman kitabı ve 1 adet özel yapılmış dolma kalem seti olurdu. Beni hiç bir zaman mutlu eden hediye almadım. Zaten bence Bir derste kalem vardı. Her sene aynı hediye verilirdi. Hediyeleri alır almaz sınıf arkadaşlarıma verirdim.
Okul başladığında okul dada kutlama amaçlı çorap verdiklerini hatırlıyorum. Şimdi düşünüyorum da ne kadar pintiymiş okul müdürü
By | Onur Türk |
Added | Aug 6 '2019, 11:20 |
The Wall